Arabuluculuğun İlkeleri
- Arabulucunuz
- 22 Şub 2023
- 2 dakikada okunur
Arabuluculuğun temel ilkeleri 6325 sayılı Kanununun üçüncü, dördüncü ve beşinci maddelerinde kanun koyucu tarafından düzenlenmiştir.
Buna göre temel ilkeleri şu şekilde sıralayabiliriz:
1- İRADİ OLMA VE EŞİTLİK (6325 sayılı Kanun madde 3)
Arabuluculuğun iradi olması, tarafların arabuluculuk sürecine başvurmasının, arabuluculuk sürecini devam ettirmesinin, arabuluculuk sürecini sonuçlandırmasının veya arabuluculuk sürecinden vazgeçmesinin tamamen serbest iradelerine dayanmasını ifade eder.
Yani arabuluculuğa başvuru yapan tarafın arabuluculuğa başvurmama, arabuluculuk sürecini devam ettirmeme, arabuluculuk sürecinden vazgeçme, arabuluculuk sürecini devam ettirme gibi serbesti içeren haklarının olmasıdır.
Kanun koyucu zorunlu arabuluculuk halleri hariç olmak üzere, ihtiyari arabuluculuk başvurularının iradilik ilkesi kapsamında olduğunu madde metninde ifade etmiştir.
Eşitlik ise, arabuluculuk sürecinde arabulucunun taraflara eşit davranmasının yanı sıra tarafların iş ve işlemlerde de eşit şekilde hak ve yükümlülüklerinin olmasını ifade eder.
Kanun koyucu maddede arabuluculuk başvurusunda bulunan tarafların eşit haklara sahip olduğunu belirtmiştir.
2- GİZLİLİK (6325 sayılı Kanun madde 4)
Kanun koyucu tarafların müştereken karar almadıkları durumlarda arabulucunun, tarafların ve arabuluculuk görüşmelerine katılan diğer kişilerin arabuluculuk görüşmelerinde veya arabuluculuk faaliyeti çerçevesinde elde edilen bilgi ve belgelerin, tüm diğer kayıtların gizli tutulmasını emretmiştir.
Bu yükümlülüğe arabuluculuk faaliyeti sürecine dâhil olan herkes uymakla yükümlüdür.
Ancak taraflar arabuluculuk sürecinde gizlilik şartının uygulanmamasını kararlaştırabilirler ya da gizlilik ilkesinin uygulanacağı bilgi, belge ve kayıtları belirleyebilirler.
3- BEYAN VE BELGELERİN KULLANILAMAMASI (6325 sayılı Kanun madde 5)
Arabuluculuk süreci dava sürecinden bağımsız yürütülür.
Bunun doğal sonucu olarak da arabuluculuk görüşmeleri sırasında tarafların serbestçe arabuluculuk müzakerelerinde yer almalarını sağlamaları için müzakerelerde sunulan bilgi ve belgelerin gizli tutulması ve arabuluculuk faaliyeti sona erdikten sonra da bu gizliliğe uyulması önemlidir.
Aksi halde taraflar serbestçe müzakereyi yönetemez, isteklerini ve itirazlarını karşı tarafa iletemezler.
Kanun koyucu beşinci maddede beyan ve belgelerin kullanılamaması ilkesine ilişkin şartları düzenlerken, arabuluculuk sürecindeki bilgi ve belgelerin gerek tahkim gerekse dava aşamasında karşı taraflardan birinin beyanı, olayın delili olarak kullanılamayacağını ve tanıklığa da konu edilemeyeceğini emretmiştir.
Bunlar;
- Arabuluculuk sürecine davet,
- Taraflardan birinin arabuluculuk sürecine katılma isteği,
- Arabuluculuk sürecinde uyuşmazlıkla ilgili taraflarca ileri sürülen görüşler, teklifler,
- Arabuluculuk süreci esnasında taraflardan herhangi birinin herhangi bir olay veya iddiayla ilgili açıkladığı kabul beyanı, önerileri,
- Sadece arabuluculuk faaliyeti dolayısıyla hazırlanan belgeler,
Kanun koyucu beşinci maddenin üçüncü fıkrasında bu bilgi ve belgelerin mahkeme, hakem veya herhangi bir idari makam tarafından dahi istenemeyeceğini düzenlemiştir.
Şayet taraflardan biri bu maddeye aykırı şekilde davada delil olarak ileri sürerse, mahkeme bu delile dayanarak hüküm tesis edemeyecektir. Yani hükme esas alınamayacaktır.
Bunun istinası ise, kanun hükmü tarafından tanıklığın veya bilgi ve belgenin açıklanmasının emredildiği haller ile arabuluculuk süreci sonunda anlaşmaya varılması halinde bu anlaşmanın uygulanması ve icra edilebilmesi için gerekli olması halidir.
Bu istisnai durumlarda tanıklık yapılabilir, bilgi ve belgeler açıklanabilir, delil olarak ileri sürülebilir.
Comments