top of page

Ticari Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ile bazı ticari uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale gelmiştir. Peki hangi ticari davalarda arabuluculuk dava şartı olarak belirlenmiştir ?


Konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında olan ve Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalar zorunlu arabuluculuğa tabiidir.


Görüldüğü üzere, 6102 sayılı TTK’ye eklenen 5/A maddesinde, açıkça hangi dava türlerine dava şartı getirildiği belirtilmemiş, atıf yapılmak suretiyle, Kanun’un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri olan ticari davalarda, arabuluculuk dava şartı olarak belirlenmiştir.


Bir ticari uyuşmazlığın dava şartı kapsamında olup olmadığının basit bir şekilde anlaşılması bakımından sorulması gereken 3 soru vardır.


1) Uyuşmazlık konusu, bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talebine ilişkin midir?

2) Uyuşmazlığın konusu, TTK’nın 4. maddesinde sayılan ticari davalara dahil midir?

3) Uyuşmazlığın konusu TTK dışındaki kanunlarda belirtilen ticari davalara dahil midir?

Eğer ilk sorunun cevabı hayır ise uyuşmazlık bakımından arabuluculuk dava şartı değildir. Doğrudan dava açılabileceği gibi ihtiyari olarak arabuluculuk gibi alternatif uyuşmazlık çözüm yollarına başvurulabilir.


Cevap evet ise dava şartından söz etme ihtimali var olup diğer koşullar için bir sonraki cevaplar incelenmelidir. 2. ve 3. sorular aslında aynı amaca hizmet etmekte ve cevapları aynı sonucu doğurmaktadır. 2. ve 3. Sorulardan birinin cevabı evet ise arabuluculuk dava şartı mevcut olup dava açmadan önce arabulucuya başvuru zorunludur. Cevap hayır ise dava şartı arabuluculuk söz konusu değildir. Doğrudan dava açılabileceği gibi ihtiyari olarak arabuluculuk gibi alternatif uyuşmazlık çözüm yollarına başvurulabilir.


Peki 2. ve 3. soruda bahsi geçen TTK’nın 4. maddesinde ve diğer kanunlarda sayılan ticari davalar nelerdir ?


Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, ticari davalardır.


Ayrıca Türk Ticaret Kanunu’nda, Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinde, Türk Borçlar Kanunu’nun; Malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, Rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, Yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, Kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, Komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, Ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, Havale hakkındaki 555 ilâ 560, Saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580'inci maddelerinde, Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılmaktadır.


TTK dışındaki kanunlarda da ticari davalar belirtilmiştir. Diğer bazı kanunlarda belirtilen ticari davaları şu şekilde sıralamak mümkündür:

Kooperatifler Kanunu'nda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları (1163 sayılı Kooperatifler Kanunu md. 99),

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154 vd. maddelerinde yer alan iflasa ilişkin davalar,

5957 sayılı Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 10. maddesine göre “üreticiler ile meslek mensupları arasında veya meslek mensuplarının kendi aralarında Kanun’un uygulanmasıyla ilgili olarak ortaya çıkan uyuşmazlıklar”dan belli miktarı aşanlar,

5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu'nun 62. maddesinden kaynaklanan davalar.


Ancak bu noktada şu hususu tekrar belirtmek gerekir ki; sayılan ticari davalar bakımından arabuluculuğun dava şartı olabilmesi için, uyuşmazlığın konusunun bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talebine ilişkin olması ön koşuldur.


Ticari uyuşmazlıklarda dava şartı arabuluculuk süreci de önceki yazılarımızda belirttiğimiz şekilde aynı sürece tabidir. Sürecin başlamasında ve sonuçlanmasında aynı esaslar uygulanır. Yalnızca iş ve tüketici uyuşmazlıklarında uygulanan arabuluculuk süreci daha kısayken niteliği gereği ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk süresi daha uzundur. Ticari uyuşmazlıklarda arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.


Ticari uyuşmazlıkların niteliği itibariyle arabuluculuk kurumuna en uygun uyuşmazlıklar olduğu yönündeki kanaatle birlikte, bu başarının daha da yukarıya taşınacağını öngörmek mümkündür.

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page